31 Mart 2025 Pazartesi
Urla, Ege’nin incisi, 3-6 Nisan 2025 tarihleri arasında büyük bir alışveriş festivaline ev sahipliği yapacak. Real Shine Eventin düzenlemiş olduğu Urla,Bizim Bahçede gerçekleşecek olan bu etkileyici etkinlik, yerel ve ulusal düzeyde birçok ünlü konuk ve sanatçıyı ağırlayacak.
Festivalde, geleneksel alışverişin yanı sıra zengin etkinlikler yelpazesi sunulacak. Mezatlar, konserler ve söyleşilerle renklenecek olan festivalde, katılımcılar hem eğlenip hem de benzersiz ürünler temin etme fırsatı bulacaklar.
Yılmaz Morgül, Ege, Selen Görgüzel, Silvıa Ilves, Şeyda Aydın, Ivana Sert gibi sevilen sanatçılar ve konuklar, festivalin başlıca çekim merkezleri arasında yer alacak. Bu isimlerin katılacağı etkinliklerde, müzik, sanat ve eğlence dolu bir atmosferin yaşanması bekleniyor.
Festival, hem aileler hem de gençler için keyifli anlar sunmayı hedefliyor. Tüm halkımızı, bu eşsiz deneyimi yaşamak üzere Urla’ya davet ediyoruz.
İzmir halkımız bu güzel etkinliğimize davetlidir sizleride aramızda görmekten onur duyarız.
Türk halk müziğinin sevilen sanatçısı Volkan Konak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) verdiği bir konser sırasında fenalaşarak hayatını kaybetti. 31 Mart 2025 tarihinde gerçekleşen olay, sanatçının sahnede yere yığılmasıyla başladı. Hemen Gazimağusa Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Konak, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
1967 yılında Trabzon’un Maçka ilçesinde doğan Volkan Konak, müziğe olan tutkusunu İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı’nda aldığı eğitimle profesyonel bir kariyere dönüştürdü. Sanatçı, güçlü yorumu ve duygusal eserleriyle geniş bir hayran kitlesi edindi.
Volkan Konak, 2006 yılında çıkardığı “Mora” albümüyle Mü-Yap tarafından altın plak ödülüne layık görüldü. Kendisini Karadeniz müziğiyle özdeşleştiren Konak, ‘Kuzeyin Oğlu’ olarak biliniyor ve sahne performanslarıyla büyük beğeni topluyordu.
Volkan Konak’ın ani ölümü, sanat camiasında ve hayranları arasında büyük üzüntü yarattı. Sosyal medya platformlarında sanatçının vefatıyla ilgili birçok paylaşım yapılırken, meslektaşları ve sevenleri taziye mesajları yayımladı.
Türk müziğinin güçlü sesi Volkan Konak’ın vefatı, müzik dünyasında derin bir boşluk bıraktı. Sanatçıya Allah’tan rahmet, ailesine ve tüm sevenlerine başsağlığı diliyoruz.
Hem güzelliği hem şarkıları ile müzik dünyasının sevilen isimlerinden Sultan Bozkurt ve son dönemin çıkış yapan genç ve yetenekli ismi Efso ortak bir çalışmaya imza attılar.
Yaz aylarına damgasını vurması beklenen ikili sözler, Efso ve Sultan Bozkurt’a ve müziği Onur Betin’e ait olan “Olan Oldu” şarkısında birlikte düet yaptılar.
Geçtiğimiz yıllarda yaptığı şarkılarla büyük bir hayran kitlesine ulaşan Sultan Bozkurt “Yaz aylarına damga vuracağımız bir şarkı için müzik dünyasının son dönemlerinde çıkış yapan sanatçılarından biri olan Efso ile çok güzel bir çalışmaya imza attık.” dedi.
Genç sanatçı Efso ise basın mensuplarına yaptığı kısa açıklamada “Müzik dünyasında uzun yıllardır amatör bir ruhla var olurken ilk profesyonel çalışmamı Sultan Bozkurt ile yapmaktan dolayı çok mutluyum. Şarkının gerçekten yaz aylarına damga vuracağına inanıyorum.” diyerek duygularını ifade etti.
Türkiye’de iş dünyasının dijital dönüşümüne katkı sağlamak amacıyla kurulan Ci10, işletmelerin temel ihtiyaçlarını tek platformda buluşturmayı hedefliyor. Firmanızın iş ilanlarından ürün tanıtımlarına, kampanyalardan dijital kartvizitlere kadar birçok hizmeti ücretsiz sunan bu sistem, dijital çağda iş süreçlerini kolaylaştırmak isteyenler için alternatif bir çözüm olarak dikkat çekiyor.
Ci10.com platformun kurucusu Ahmet Akyıldız, platformun sunduğu imkanları şu sözlerle özetliyor:
“Dijitalleşme artık bir tercih değil, bir zorunluluk. Firmaların iş süreçlerini daha hızlı, daha ekonomik ve daha verimli hale getirmek istiyoruz. Bu nedenle Ci10’u, tüm ihtiyaçların tek noktadan karşılanabileceği bir sistem olarak tasarladık.”
Platformun dikkat çeken özelliklerinden biri, geleneksel baskı kartvizitlerin yerini alan dijital kartvizitler. Bu yenilik, hem maliyetleri azaltıyor hem de işletmelerin dijital varlığını güçlendiriyor. Ayrıca platformda iş ilanı yayınlamak, ürün tanıtımı yapmak ve kampanyaları duyurmak mümkün.
Akyıldız, Ci10’un işlevselliğini vurgulayarak, “Firmaların bu platformda yer alması, iş akışlarını kolaylaştırırken farklı sektörlerden binlerce işletmeye ulaşmalarına olanak tanıyor” diyor.
Ci10, firmaların yalnızca iş süreçlerini dijitale taşımasına değil, aynı zamanda maliyetlerini düşürmesine de katkı sağlıyor. Ücretsiz sunulan birçok hizmetle işletmeler, tanıtım ve reklam harcamalarını minimize edebiliyor.
Türkiye’de yeni kurulan bu dijital ticaret merkezi, farklı sektörlerden işletmelerin hızlıca adapte olabileceği sade bir yapı sunuyor. Dijitalleşmenin kaçınılmaz olduğu günümüzde, Ci10 iş dünyasına pratik çözümler getirmeyi amaçlıyor.
Oda Tiyatrosu, yılların geleneğini bu yıl da sürdürerek Dünya Tiyatro Günü’nün ilk dakikalarında tiyatroseverlere unutulmaz bir gece yaşattı. Kaan Erkam’ın kaleme aldığı, yönetmenliğini Arman Yılmaz’ın üstlendiği “Son Gün / İskenderiye” adlı tiyatro oyunu, saat tam 24’te, yani 27 Mart’ın ilk dakikalarında sahneye konuldu.
Lara Karagöz’ün Hypatia karakterine hayat verdiği oyunun dramaturgluğunu Enver Ayata Akarcalı üstlenirken, kostüm tasarımı Refa Eraslan, ses, ışık ve tasarım düzenlemesi Taha Aykın imzası taşıyor. Müzikleri Kaan Erkam tarafından bestelenen oyunun solisti Dimaze Durak, sesi ise Hakkı Ergök olarak belirlendi. Tiyatro tutkunlarının yoğun ilgi gösterdiği bu anlamlı gecede, Nurcan Sabur, Şaylan Akmen, Aysan Sümercan, Kamil Hızer, Menekşe Uçaroğlu, Onur Şenay, Gülay Polat, Op. Dr. Ruhi Güngör ve Seniha Güngör gibi isimler de yer aldı.
Etkinlik öncesinde Aysan Sümercan’ın okuduğu Kaan Erkam imzalı Tiyatro Bildirisi, izleyicilere duygusal anlar yaşattı. Bildiride, tiyatro sanatçılarının sahne arkasındaki fedakârlıkları, sahne tozunun büyüsü ve bir oyuncunun yaşam serüveni anlamlı bir dille aktarıldı. Oyunculuğun sahnede yaşanan bir günlük saltanat olduğuna vurgu yapılarak, tiyatronun zorlukları ve güzellikleri samimi bir dille dile getirildi.
Kaan Erkam, gece boyunca yaptığı konuşmalarda Oda Tiyatrosu Sahnesi’nin tüm tiyatro topluluklarına açık olduğunu belirterek, tiyatro geleneğinin yaşatılması gerektiğine dikkat çekti. Dünya Tiyatro Günü’ne özel bu etkinlik, sanatseverler tarafından büyük beğeni toplarken, oyunun derin mesajları ve oyuncuların performansı uzun süre hafızalardan silinmeyecek gibi görünüyor.
Ve… Perde!…
Dedikten sonra başlar bir oyuncunun yaşamı…
Sahnedeki kişi, kostümle birlikte vestiyere asılmıştır artık.
Alkışın verdiği hafif sarhoşlukla önce sahneyi sonra fuayeyi sonra da binayı arkamızda bıraktık.
Siz, gülen yüzümüzü, ağlayan gözlerimizi ya da şaşkın ifâdelerimizi zevkle izlediniz. Damağınızda oyunun tadı, üzerinizde sahnenin tozu, evinize gittiniz.
Biz, makyajımızı sildik, dekorları topladık.
Mesleğimize âşıktık. Neler yaşadık, neler atlattık…
Koskoca bir salgın geldi geçti. Kimimiz ayakta kaldı, kimimiz hüzün dolu bir biçimde salonlarımızı kapattık.
Eski oyuncularımızla hiç ayrılmadık, birlikte yaşlandık. Yeni gelen oyunculara kapılarımızı açtık, onları sevgiyle kucakladık, tiratlarla repliklerle donattık.
Ödüller aldık. Sevindik, güldük; sevindik, duygulanıp ağladık.
Yarı yolda inenler oldu bu uzun vagonlu trenimizden. Onları sessizce uğurladık…
Müzikallerde danslar ettik, melodi olduk, şarkı olduk…
Şiir de olduk bazen. Nâzım’dan okuduk, Behramoğlu’ndan okuduk.
Duygu dolduk.
Ve hep bir günlük saltanatımızın olacağını bilerek yaşadık.
Çok öldük bu aralar. Eşler, dostlar, hayranlar, her yere birlikte çekildiğimiz fotoğraflar koydu.
“Unutmayacağız!” dediler o anın coşkusuyla… Her ölüm, çok erkendi. Kimi turnede, kazada; kimi hasta yatağında, sessizce gitti uzaklara…
Biliyorlardı…
Biliyorduk…
Biliyoruz…
Ayak izlerimiz, bir gün silinecek sahnelerden. Telefonlarda kalacak artık çevrimdışı olan numaralarımız.
Mezarımızda sessizce uyuyacağız…
Ama herkesten daha renkli, daha çok kişilikli ve mutlu yaşamış olacağız…
Düşünsenize! Sahnedeydik biz…
Kim bilir, kimdik o an? Ama ne fark eder!?
Kimi zaman, Maksim Gorki; kimi zaman, Nil!
“Priviyet! Matmazel Tereza!” “Selâm sana Madam Darla!”
Ah işte! Sivri diliyle Gaye hanım da burada… Onur bey, küsmüş yaşama. Madam Ella Dela Ponte ise perdenin arkasında saklanmakta…
“Merhaba! Bahri baba!” Aman! Sakın sinirlenme Moşe ağa…
Daha kimler var, kimler… Meyhaneci Kevork, sihirbaz Kirkor ve güzeller güzeli Elena.
İşte Külhânî Davut! İşte kara sevdâlısı Nika… Ketum ise sessizce bir kenarda oturmakta…
Koca Pier, Giuseppe Verdi ve Rüya hanım da burada!
Puccini, Korsakof psikopat Mahmut. İşte Ferhat! İşte Serap abla!
Tomris geçiyor bir anda sahneden… Tüm edâsıyla…
Ve Şenay öğretmen… Bir kez daha ağlıyor, ağlatıyor…
Hangi rejisörlerle çalışmışız. Ah Ferdi Merter Usta… Ercüment Balakoğlu da gelmiş geçmiş sahnemizden…
Tevfik Yapıcı ve koskoca Ali Yaylı…
Mehmet Ulay’dan ise korkmayan oyuncu var mıydı?
Ya Kemal Başar ve keskin zekâsı?
Ayşen İnci ve naif rejisi?
Yaşar Gündem ve dehâsı?
Hepsi afişlerimizde yer almış, onurumuz olmuş…
Ve ilk kriz anlarında, ilk vurulan neferler olan biz oyuncular…
Her şeye karşın sizin için direniyoruz…
Bu yaşam koşullarına, astronomik sahne kiralarına, turne araçlarına, “Behzat Uygur, haklı!” çok pahalı otel odalarına, turne araçlarına, dekor kamyonlarına, “Yok mu artıran?”, kostüm fiyatlarına, terzilere, makyaj malzemelerine, beyaz pat kremlere…
Bir Tiyatro Günü’nde daha …
“Perde!”
derken…
Saygıyla eğiliyorum önünüzde…
Yazan: Kaan Erkam
Yönetmen : Arman Yılmaz
Hypatia : Lara Karagöz
Kostüm Tasarım: Sefa Eraslan
Ses-Işık-Tasarım : Taha Aykın
Dramaturg: Enver Ayata Akarcalı
Solist: Dimaze Duruk
Müzk: Kaan Erkam
Ses: Hakkı Ergök
Asistan: Tusem Karakaş
Haber: Kamil Hızer – Pınar Çekirge /Magazinname.com
Instagram: @kamilhizer
@pinar_cekirge