Konal, özellikle kira artış oranlarına odaklanılsa da tahliye sebeplerinin çok daha belirleyici olduğunu vurgulayarak, “Görünürde anlaşmazlık artış oranı üzerinden şekillense de aslında tarafları yargıya taşıyan süreçlerin temelinde tahliye gerekçeleri yatıyor” dedi.
Türkiye’de yükselen kira fiyatları ve uzayan dava süreçleri, ev sahipleri ile kiracılar arasındaki çatışmayı gündemin üst sıralarına taşıdı. Konal, son yıllarda özellikle büyük şehirlerde kiracıların ve ev sahiplerinin karşı karşıya kaldığı hukuki sorunların sayısında ciddi bir artış gözlemlediklerini belirtti. “Kiracılar, kira artışlarını hesaplamada güçlük yaşarken; ev sahipleri de ekonomik beklentilerini karşılayamadığında tahliye yollarına başvurabiliyor. Bu, her iki tarafın da hak kaybı yaşamaması için doğru bilgilendirme ve hukuki danışmanlık gerektiriyor” ifadelerini kullandı.
Rana Konal, özellikle “ihtiyaç nedeniyle tahliye” ve “yeniden inşa” gerekçeleriyle açılan davaların son dönemde ciddi bir artış gösterdiğini söyledi. Konal, “Ev sahipleri çoğu zaman artış oranını yeterli bulmadığında tahliye yollarına başvuruyor. Ancak bu süreç, kanuni şartların doğru anlaşılması, belgelerin eksiksiz hazırlanması ve ispat yükünün yerine getirilmesi açısından oldukça karmaşık. Kiracılar ise haklarını bilmediği için çoğu zaman mağduriyet yaşıyor. Bu durum hem ekonomik hem de psikolojik olarak yıpratıcı” dedi.
Konal, çözümün yalnızca yargıya taşınan davalarda değil, taraflar arasında şeffaf bir müzakere kültürünün oluşturulmasında yattığını vurguladı. “Ev sahibi–kiracı çatışmalarında erken çözüm yollarını ve arabuluculuk mekanizmasını daha etkin kullanmak, tarafların hem ekonomik hem de duygusal yıpranmasını önleyecektir. Bunun yanı sıra, sözleşme hazırlık aşamasında doğru maddelerin eklenmesi, her iki tarafın da haklarını korumak için kritik önem taşıyor” ifadelerini kullandı.
Konal, ayrıca kiracı ve ev sahiplerinin bilinçlenmesi gerektiğini belirterek, hukuki danışmanlık hizmetlerinin sadece sorun çıktığında değil, sözleşme imzalanmadan önce de başvurulması gerektiğini sözlerine ekledi. “Hukuki bilgi, uyuşmazlıkları baştan önlemeye yardımcı olur ve tarafların anlaşmazlığa girmeden ortak bir noktada buluşmasını sağlar” dedi.